Ad image

Dünyada En Dikkat Çekici 4 Ekoköy

10 Min. Okuma
Ekoköy-Iberdrola

Ekoköy Nedir?

Ekoköyler veya ekolojik köyler, insanların doğa ile uyum içinde yaşadığı sürdürülebilir yerleşimlerdir. Ekoköy genellikle şehir hayatının koşuşturmacasından uzaklaşmak isteyen bireyler tarafından kurulur. Bu yerleşimler özerk, kolektif ve çevreyle uyumlu bir yaşam tarzını temsil eder. Bu yazımızda küçük evler topluluğundan oluşan ekoköy nedir tanımını, tarihçesini ve faydalarını sizler için derledik!

Ekoköyün Tanımı

Ekoköyün en yaygın kullanılan tanımlarından biri 1991 yılında sürdürülebilirlik üzerine araştırmalar yapan yazar ve düşünür Robert Gilman tarafından yapılmıştır. Gilman ekoköyleri şu şekilde tanımlamıştır: “Ekoköy, insan faaliyetlerinin zararsız bir şekilde doğal dünyaya entegre edildiği, sağlıklı insan gelişimini destekleyecek ve belirsiz bir gelecekte de başarıyla sürdürülebilecek şekilde insan ölçeğinde, özellikleri tam bir yerleşimdir.”

Başka bir deyişle, ekoköyler sosyal, ekonomik ve ekolojik faktörleri göz önünde bulundurarak sürdürülebilir bir yaşam tarzı inşa eden topluluklardır. Peki, bunu nasıl yapıyorlar? Bir ekoköy, insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirerek, yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak ve kendi gıdalarını yetiştirerek çevre dostu bir yaşam tarzını benimser. Ekoköyler küçük veya orta büyüklükte olabilir. Ekoköyler genellikle 50 ila 250 kişiden oluşurken, 1.000’den fazla kişiyi de barındırabilirler.

Ekoköy sakinleri birlikte üretir, kolektif hareket eder, kaynakları paylaşır ve sürdürülebilir bir topluluk oluşturmak için birlikte çalışır. Dünya çapında birçok ekoköy bulunmaktadır. Bu ekoköyler birbirinden farklı olsa da ortak fikir “sürdürülebilir” bir yaşam inşa etmektir. Dünyadaki ekoköylerin çoğu Küresel Ekoköy Ağı’na, yani GEN’e bağlıdır. Peki, Türkiye’de ekoköy var mı? Evet, var!

- Advertisement -
Ad image

Ekoköylerin Tarihçesine Göz Atalım!

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Robert Gilman 90’lı yılların başında konuyla ilgili araştırmaları, makaleleri ve konuşmalarıyla bu kavramın gelişmesine yardımcı olmuştur. 1995 yılında, dünyanın dört bir yanındaki ekoköyleri destekleme misyonuyla Küresel Ekoköy Ağı (GEN) kuruldu.

İlk ekoköy 1996 yılında çevre aktivisti Joan Bokaer tarafından Amerika Birleşik Devletleri’nin Ithaca kentinde inşa edildi.

Bugün Küresel Ekoköy Ağı tüm kıtalarda yaklaşık 10.000 topluluğa ulaşmaktadır. Ekoköy olmanın tek bir yolu veya tek bir tanımı olmasa da tüm bu topluluklar tarafından paylaşılan üç temel uygulama vardır: yerel katılımcı süreçlere dayanmak, sosyal ve doğal çevrelerini aktif olarak restore etmek ve yenilemek ve sürdürülebilirliğin tüm boyutlarını (sosyal, kültürel, ekonomik ve ekolojik) entegre etmek.

Ekoköyler ve Sürdürülebilir Topluluklar

İnsan faaliyetlerinin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmanın ekoköylerin yükselişinin ardındaki neden olduğu açıktır. Öte yandan ekoköylerin yükselişini, büyüyen kentlerde insanların bireyselleşmesi ve yalnızlaşması üzerinden yorumlamak da mümkün. Dayanışma ve kolektif çabaya dayalı bir yaşam tarzına duyulan özlem göz ardı edilmemelidir.

Her topluluk farklı olsa da hepsi birkaç ortak unsuru paylaşıyor. Bunlar arasında yerel olarak yetiştirilen ve yönetilen gıda kaynakları, mülkte yenilenebilir enerji ve atık arıtma sistemleri, ortak alanlar ve kaynaklar, topluluk toplantıları veya ortak işletmeler sayılabilir. Birçok ekoköy aynı zamanda hem sakinleri hem de ziyaretçileri için eğitim programları yürütmektedir. Çevresel etkilerinin ve sosyal sorumluluklarının farkında olmaları, tüm topluluk üyelerinin köylerinin bakımına katkıda bulunmaları gibi genellikle temel bileşenlerdir.

- Advertisement -
Ad image

Bir ekoköyü ziyaret etmek hatta katılmak istiyorsanız, işte gezmeye değer en etkileyicilerden birkaçı;

1. Ekoköy Ithaca, New York, Amerika

Ekoköy- Ithaca- New York

Ithaca şehir merkezine sadece üç km uzaklıkta bulunan ekoköy, kendisini “gezegenimizin karşı karşıya olduğu sosyal, çevresel ve ekonomik krizlere olumlu çözümler üretmeye çalışan küresel hareketin bir parçası” olarak görüyor ve bunu başarıyor. Ekoköy sakinlerinin ekolojik ayak izi, tipik bir Amerikalıdan ortalama yüzde 70 daha düşük.

Köydeki Kurbağa, Şarkı ve Ağaç adlı üç mahallede 200’den fazla farklı kuşaktan sakini barındıran 100 ev bulunuyor, ancak 175 dönümlük arazinin yüz de 80’i süresiz olarak açık alan kalmasına karar verilmiş. Yeşil binalarda doğal ısıtma ve soğutma için pasif güneş enerjisi tasarımı kullanılıyor ve bazılarında güneş enerjisi için fotovoltaik paneller (güneş panelleri) bulunuyor. Ayrıca, Ağaç mahallesindeki evler Pasif Ev tasarım yöntemlerini takip ediyor, evler hava geçirmiyor ve böylece hiçbir ısıtma ve soğutma enerjisi boşa harcanmıyor.

- Advertisement -
Ad image

Ekoköy, topluluk odaklı bir ortak yaşam modelini benimsemiş: arabalar mahallenin dışına park ediliyor, yollar küçük evleri birbirine bağlıyor, ortak alanlar ise topluluk yemekleri, oyun alanları ve sınıflar için kullanılıyor. Sitede bulunan üç organik çiftlik köye meyve ve sebze sağlıyor, birçok mahalle sakini kendi arazilerinde veya üç mahallenin her birinde bulunan topluluk bahçelerinden birinde bir şeyler yetiştirebiliyor.

Thrive adlı eğitim programı aracılığıyla ekoköy, yiyecek arama, çiftçilik, yeşil bina, ortak yaşam ve daha fazlası hakkında stajlar, online seminerler ve yerinde atölye çalışmalarına ev sahipliği yapıyor.

2. Findhorn Ekoköy, İskoçya

Ekoköy-Findhorn-İskoçya

İlk olarak 1980’lerde İskoçya’nın Moray bölgesinde kurulan Findhorn Ekoköy, şu anda Birleşik Krallık’taki en büyük tek amaçlı topluluk ve ekoköy hareketinin başlangıcından bu yana etkili. Hatta kurucularının Küresel Ekoköy Ağı’nın oluşturulmasında yer aldığı da biliniyor.

Findhorn Vakfı, Findhorn Körfezi’ndeki ana tesisleri olan The Park’ta yer alıyor ve üç farklı alana daha ev sahipliği yapıyor: Cluny Hill adında yakınlardaki eski bir Viktorya dönemi oteli, Erraid Adası’nda küçük bir topluluk ve Lona Adası’nda bir inziva merkezi.

Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Merkezi’nden “En İyi Uygulama” unvanını alan “yaşayan laboratuvar” Findhorn Ekoköy, yer temelli ve düşük karbonlu uygulamalarla gelişmeyi ve yaşamın sosyal, ruhani, ekonomik ve ekolojik yönleri arasındaki bağlantıları göstermeyi amaçlıyor. Köy, gelişmiş dünyadaki tüm topluluklar arasında en düşük ekolojik ayak izlerinden birine ve Birleşik Krallık ortalamasının yarısına sahip. Tüm ihtiyaçların yirmi dakikalık yürüme mesafesinde olduğu ve böylece arabalara olan bağımlılığın azaldığı “20 dakikalık mahalle” modeli olarak kullanılıyor.

Sürdürülebilir mimari Findhorn’un çevre etiğinde büyük bir rol oynuyor. Birçok binada pasif güneş enerjisi özellikleri, “nefes alan duvarlar” (dış iklimle etkileşime girerek sakinlere fayda sağlayan), verimli ısıtma sistemleri ve yalıtım, su tasarrufu sağlayan teknoloji ve doğal kil, saman balyaları ve hatta geri dönüştürülmüş araba lastikleri gibi sürdürülebilir malzemeler kullanılıyor. Güneş panellerinin yanı sıra, topluluğun sahip olduğu dört rüzgâr türbini, topluluk için gereken enerjinin yüzde 100’ünden fazlasını sağlıyor.

Findhorn Ekoköy’ü, 2030 yılına kadar karbon nötr hale gelme planını açıkladı ve çok sayıda ziyaretçisinin seyahatle ilgili karbon emisyonlarını dengelemeye ve yüz yüze programlara daha fazla çevrimiçi alternatif sunmaya odaklandı.

Findhorn, permakültür tasarım sertifikası kursları, yiyecek arama dersleri ve çevrimiçi seminerlerin yanı sıra yerinde inziva ve etkinlikler sunarak yakınlardaki okullar ve ziyaretçiler için değerli bir kaynak oluşturuyor.

3. Eco Truly Park Aucallama, Huaral, Peru

Eco Truly Park-Aucallama-Huaral-Peru

Peru’nun Pasifik kıyısında, on sekiz ikonik konik taş bina Eco Truly Park’ın sanatsal, kendi kendine yetebilen ve ruhani topluluğuna ev sahipliği yapıyor. Üyeleri, Hint Vaishnava’dan esinlenen sağlıklı yaşam, yoga ve sade ve düşünceli bir yaşam sürme ideallerini takip ediyor. Toprağa özen göstermenin günlük sağlığın önemli bir parçası olduğuna inanıyorlar ve Agro Awareness projesi ile kumlu toprağı verimli bir organik çiftliğe dönüştürdüler. Günlük diyetlerini vejetaryen yiyecekler oluşturuyor ve topluluk yiyeceklerin hem bedenlerimiz hem de çevre üzerindeki etkisini vurguluyor.

Eko Truly Park aynı zamanda bir galeri ve atölyeye sahip olan Bilinçli Sanat Okulu’na da ev sahipliği yapıyor. Ziyaretçileri vejetaryen yemeklerin, turların, atölye çalışmalarının ve yoga derslerinin tadını çıkarmaları için yerleşkelerine davet ediyorlar. Topluluk, hükümet tarafından önemli bir turizm merkezi olarak biliniyor ve kurulduğundan bu yana 75.000’den fazla ziyaretçiyi ağırlıyor. Daha uzun süre kalmak isteyenler için Eco Truly Park, katılımcıların organik tarım tekniklerini ve sanatı öğrendikleri, şiddetsizlik ve doğaya saygı ilkelerini öğreten yoga ve felsefe dersleri aldıkları bir gönüllü programına ev sahipliği yapıyor.

4. Crystal Waters Ekoköy, Sunshine Coast, Queensland, Avustralya

Ekoköy-Crystal Waters-Avustralya

Crystal Waters Ekoköy 1984 yılında kurulduğunda dünyanın ilk permakültür köyüydü. Köyün 250 sakini şu anda “Yaban Hayatı için Arazi” olarak sınıflandırılan ve kuşlar, kangurular, kurbağalar ve valabilerle dolu 640 dönümlük çalılık arazinin keyfini çıkarıyor. Arazinin yüzde 20’si köy sakinleri tarafından kullanılırken yüzde 80’i tarım, ormancılık, rekreasyon ve habitat projeleri için lisanslı olarak kullanılabiliyor.

Köy, temiz hava, su ve toprak, manevi inanç özgürlüğü ve üyeleri arasında anlamlı sosyal etkileşim ilkeleri üzerine kurulmuş. Topluluk aynı zamanda doğayla uyum içinde yaşamaya yönelik bütüncül ve teknik bir yaklaşım olan permakültür değerleri temelinde oluşturuluyor. Üyeler yerleşim yerlerini inşa ederken ve toprağı işlerken doğaya karşı değil doğayla birlikte çalışıyor. Bu permakültür kavramları, ormancılık ve su yönetimi uygulamalarının yanı sıra yaşam biçimlerini de etkiliyor.

Crystal Waters’daki evler, kırsal bir yaşam tarzı sürerken daha büyük bir topluluk ve bağlantı duygusunu teşvik etmek için daha küçük gruplar halinde bir araya getirilmiş ve köyün yeşil doğası, aylık pazarlar ve müzik performansları için alan sağlıyor. Ziyaretçiler tesisi gezebilir ya da kamp alanları, minibüsler, kabinler ve yatakhanelerle tamamlanan Eko Park kamp alanında konaklayabilirler. Ayrıca katılımcılara teknik beceriler ve permakültürün ardındaki teoriyi öğreten bir permakültür kursu da düzenleniyor.

Bu makaleyi paylaş
Yorum Yap